Muğla'daki eğitimcilerimizin instagram hesaplarından canlı olarak izlediği "Eğitim Sohbetleri"  programında, Personel Genel Müdürü Dr. Hamza Aydoğdu'ya, İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre  eşlik etti. Aydoğdu'nun eğitim üzerine görüşleri, öğretmenlere tavsiyeleri, engin tecrübe ve deneyimlerinin yer aldığı program, öğretmenler  tarafından ilgiyle izlendi.

Personel Genel Müdürü Hamza Aydoğdu'yu Muğla Öğretmen Akademisi'nde ağırlamaktan onur ve mutluluk duyduğunu belirten İl Müdürümüz sözlerine şu şekilde devam etti: 

"Sayın Genel Müdürüm, Türkiye'nin 81 ilinde  görev yapan birçok İl Müdürüne, büyük vizyonerliğinizle yol göstericiliğinizle  rehberlik yaptınız.  2003 yılından itibaren bakanlığımızda görev aldığınız her kademeye çok büyük değerler kattınız. Biz de sizden aldığımız düsturla insanı odak noktamız yaparak hoşgörü, vefa, takdir ve iyiliği şiar edinen büyük bir Muğla Milli Eğitim ailesini oluşturduk." diyerek sözü Sayın Aydoğdu'ya bıraktı.

Muğla'daki tüm öğretmen ve yöneticileri sevgi ve saygıyla selamlayan Sayın Aydoğdu, "Muğla benim açımdan şöyle önem arz ediyor. Esengül Hanım, ben Genel Müdür Yardımcısıyken -Sayın Bakanımız Nimet Çubukçu zamanında- bizim  müsteşarlığımızı yaptı. Bizim üzerimizde fazlaca emeği olan müsteşarımızın şu anda Muğla'da vali olması bizim için bir onur kaynağı diye düşünüyorum.  Buradan kendilerine şükranlarımı ve hürmetlerimi arz ediyorum." dedi.

Muğla Milli Eğitim'in  bir ekip çalışması halinde robotik kodlama alanında, yazılım alanında, teknolojik alanda yaptığı  eğitim çalışmalarını zevkle takip ettiğini vurgulayan Sayın Hamza Aydoğdu, İl Müdürümüz Pervin Töre'ye  "Milli Eğitim Müdürleri arasında hanımefendi olan iki Milli Eğitim Müdürümüzden birisiniz. Ama ilk Milli Eğitim Müdürümüzsünüz. Siz gittiğiniz her yerde eğitim camiası içinde güler yüzünüzle, tatlı sözünüzle, çalışmalarınızla,   enerjinizle hep sevilen sayılan Milli Eğitim Müdürü olarak görüldünüz." ifadelerine yer verdi.

Sözlerine şu şekilde devam etti: Güzel bir gecede Milli Eğitim camiasının değerli fertleri ile beraber olmak benim için çok önemli. Öğretmenler, hiç ayırt etmeksizin herkesin üzerine doğan bir güneştir bence. Öğretmenlik mesleği çok farklı bir kıvam istiyor, bir tat istiyor, farklı bir kişilik ve karakter istiyor.

Öğretmenlik para için, makam için, servet için yapılacak bir meslek değil.  Öğretmenlik mesleğinin özünde meşakkat var, salahat var, hasanet var.

Biz Eğitim camiasının birer neferleriyiz. Biz birbirimizi idame etmek için varız. Birbirimizin eksiklerini görerek değil birbirimize destek olarak daha ileriye taşımak için varız. Biz öğretmenler hep iyilik odaklı çalışmalı, güler yüzü ve tebessümü hiç eksik etmemeliyiz.

Kamuda çalışan her üç personelden birisi Milli Eğitim Bakanlığında çalışıyor. Biz çalışanlarımızla, öğretmenlerimizle 1 milyon 132 bin kişiyiz. Bütün bakanlıklardan fazla olan bir nüfusumuz var. 18 milyon öğrencimiz var.  Yaygın eğitimi de bunun içine aldığımız zaman 23 milyon öğrenciyi buluyor. 1 milyon da öğretmenimiz var 24 milyon. Dünyada 185-190 ülke olduğunu söylüyorlar. Bizim mevcudumuzla dünyadaki 164 ülkenin nüfusundan daha fazlayız. Ben arkadaşlarıma diyorum ki siz kimsiniz diye sorulduğunda siz çok rahatlıkla diyebilmelisiniz.

Biz 1 milyon öğretmeni ve 18 milyon öğrencisiyle, Türk bayrağının dalgalandığı her yerde kahramanca hizmet eden fedakârlar ordusuyuz.

İl Milli Eğitim Müdürümüz,  Sayın Aydoğdu'ya 2013 yılındaki 12 yıllık zorunlu eğitime geçişte, 15 Temmuz darbe sürecinde  ve son olarak covid 19 salgın döneminde süreci başarıyla yönettiklerini belirterek "Başarınızın sırrı nedir?"  diye soru yöneltti.

Genel Müdürümüz şu sözleri  kaydetti: "Eğer bugün Cumhuriyet olmasaydı sizler o koltuklarda, bizler bu koltuklarda oturamazdık. Bunu ben Cumhuriyetin bir kazanımı olarak görüyorum.  Elde ettiğimiz nimetlere çok şükür etmemiz gerektiğini düşünüyorum."

"Karşılaştığım zorluklarda şunu düşündüm:  Bu problem yarın olmayacak."

Sevgi dolu bir ailede yetiştiğini söyleyen Aydoğdu: İyi bir ailede sevgi alarak şefkat ve merhamet alarak büyüyorsanız,  gördüğünüz herkese de bunu vermek zorunda hissediyorsunuz.

Dediğiniz gibi 17 -25 Aralığı gördük.  Biz darbe sürecini gördük. Değerli arkadaşlar, öğretmenlerim size samimi bir şey söylemem gerekiyor.  Bu  17- 25 Aralık sürecinde de, darbe sürecinde  de  o gün alanda olan, Çanakkale ruhu ile hızlı bir şekilde sokağa çıkan vatanına sahip çıkan en başta yine öğretmenlerdi. Bir destan yazdılar, çalıştılar, adapte oldular, çok ciddi anlamda alanı domine ettiler. Hakaret ile karşılaştılar, iftiralarla karşılaştılar. 

"Tek bir kurtuluş çaremiz vardı bizim. Birbirimize kenetlenmek."

"Herkesin bir başarı hikâyesi var.  Bir hikayesi  olmayan insan yarım insandır.  Hikayelerimiz kalbimizin üzerindeki tozları aldı, bizi daha vicdanlı ve merhametli duyarlı bir hale getirdi."

Öğretmenliğin araştırmalara göre  toplumun en itibarlı 3 mesleği içinde yer aldığını belirten Sayın Aydoğdu:  Değerli öğretmen arkadaşlarım sevgili yöneticilerim itibar ve değer dışarıdan verilen bir olgu değildir. Sayın Bakanımızın alanda yapmak istediği değişim ve dönüşüm de bu.

İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre söz alarak  "Covid 19 ile mücadele sürecinde; Sayın Bakanımızın önderliğinde bütün Bakan Yardımcılarımız, Genel Müdürlerimiz, merkez teşkilatımız ve taşra teşkilatımız, 81 ilimizde  hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecinde inivasyonlarını  tamamlayarak büyük başarılara imza attılar. Ben de sizin şahsınızda Muğla'da bu süreçte destek veren bütün Bakanlık politikalarımızı kalpten gönülden kabullenen, vefa gruplarında görev alan, EBA kullanımında evlerinde olup çocukları yüreklerinde taşıyan, bütün öğretmenlerime huzurunuzda teşekkürlerimi, minnetlerimi iletmek istiyorum.  Bu süreçte Muğla EBA kullanım süresinde  şu anda Türkiye birincisiyiz. Emeği geçen tüm yönetici ve öğretmen arkadaşlarıma şükranlarımı bildiriyorum." dedi.

Ardından Genel Müdüre şu soruyu yöneltti: Hızlı bir inivasyon sürecinden bahsediyoruz. Bu süreçte personel genel müdürümüz olarak insan kaynakları politikalarını belirlerken belirli bir değişim süreci olacak mı?

Sayın Hamza Aydoğdu: "Dördüncü Sanayi Devrimi" kitabının yazarı Klaus Schwap Dünya Ekonomik Forumu'nda açılış konuşması yaptı. Açılış konuşmasında şöyle bir cümle kurdu.  Ülkelerin ve devletlerin gelecekleri  nitelikli insan kaynağına bağlı. Bilgiye ulaşan bilgiyi anlamlandıran ve işleyen insanlar hep ayakta kalacak.

İnsansız bir dünya hayal ediyoruz. 2034 yılında 1 milyar robot aramızda dolaşacak.  Bir taraftan yazılımlar insanın yaptığı işi yapacak, diğer taraftan da robotlar insanların yerini alacak. Peki insanın fonksiyonu ne olacak? Bilgiye ulaşan, bilgiyi alan ve anlamlandıran ve işleyen  insanlar hep ayakta kalacak.

Biz  inivasyon dediğimiz sermayeye dönüşen değişimi nasıl yakalayacağız?  Singapur'a bakın geçmiş yıllarda en az gelişmiş 10 ülke arasındaydı. 60 yıl sonra en gelişmiş 10 ülke arasında. Tek bir sebebi var insan kaynağına yaptığı yatırım.

Biz genç bir nüfustan bahsediyoruz. Öğretmenlerimizin yüzde yetmişi 40 yaş altı diyoruz. Arkadaşlar biz bilgiye ulaşmazsak teknoloji ve çağı yakalamazsak kendimizi değiştirip dönüştürmezsek dünyaya entegre olmazsak bizim genç nüfusumuzun da öğretmenlerimizin genç olmasının da bir anlamı  yok. Bilgiye ulaşarak teknoloji ve çağı yakalayıp kendimizi değiştirip dönüştürerek dünyaya entegre olmak gerekir. Hem insan olarak kalacağız, hem medeniyetimizi ve değerlerimizi koruyacağız hem de teknolojiyle barışık olacağız."

Aydoğdu, "Bugün dünden daha hızlı, yarın bugünden on kat daha hızlı olacak. Hazırlıklı olmak için okumamız lazım." diyerek okumanın önemine vurgu yaptı.

"Eğitim Sohbetleri" söyleşisini "Hamza Aydoğdu YouTube kanalında" izleyebilirsiniz.

 https://youtu.be/UJjMUv9Znbo